top of page

Cin Ali ve Toplumsal Cinsiyet


Cin Ali’yi hatırladınız mı? Hani okumayı sökerken bize yardım eden sevimli çöpten çocuk karakter. Ben harfleri heceleri yan yana koyar koymaz ilk bu on kitaplık Cin Ali serisini okumuştum. Yıl 1994. Sonra büyüdüm kendim yazdım çizdim. Hasbelkader yabancı bir eşim oldu. Ona Türkçe öğretmek için Cin Ali’ye başvurdum. Eşimin komiklik yaparak seriyi okuması, çevirmesi ve anlaması açısından iyi de oldu. Son kitaptayız. Son kitabın resimleri renkli bu arada! Unutmuş olabilirsiniz. Yalnız öyküleri okurken biraz da yazıldıkları dönemi nasıl yansıttığını kendimizce analiz etmeden duramadık. Özellikle toplumsal cinsiyet açısından 1970’lerdeki çocuklardan başlayarak ve devamındaki kuşakları nasıl etkilediğini hayal etmeye çalıştık. Çocukların gözünde çok yanlış bir imaj çizildiğini fark ettik.

Önce biraz genel hatlarıyla Cin Ali serisinden bahsedeyim. Öğretmen Rasim Kaygusuz tarafından yazılan seri 19 Mart 1973’te okullara tavsiye edilmiş. Bu ibareyi rengarenk her kitabın kapağında bulabilirsiniz. Demek ki 1960’larda yazıldı. 60’ların sonunda belki de. Yani Rasim Kaygusuz dünyadaki ve Türkiye’deki ‘68 kuşağı olaylarını, politik devrimciliği, toplumsal cinsiyet alanındaki devrimleri kendi yaşamasa da uzaktan duymuştur, diye düşünüyorum. Köy öğretmenliği yapıyor olsa da eminim radyodan ajansı, gazeteden güncel siyasi olayları takip ediyordu. Ne de olsa köydeki belki de en eğitimli kişiydi. Cin Ali karakteri ise onu okuyan altı yaş grubuna örnek bir çocuk olarak sunuluyor. Bence hala da çok sevimli. Kırmızı şapkalı çöpten bir çocuk. Okula erken başlıyor, zeki, neşeli ve oyuncu bir mizacı var. Okul kaydı yapılırken Müdür’ün “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusunu, “Atatürk olmak istiyorum.” diye cevaplıyor. Daha ne kadar örnek olabilirdi, diye düşünüyorum. Yalnız gelin görün ki Cin Ali’nin aile içi toplumsal cinsiyet rolleri çok geleneksel. Belki de Rasim Kaygusuz bu öyküleri kurarken o güne uygun okur grubu olan altı yaşındaki çocukların büyük çoğunluğunun içinde bulunduğu durumu göstermek istedi. Böylece okuyan çocuk Cin Ali’yi daha fazla içselleştirebilecek, onun gibi yeni şeyler öğrenmeye açık olacaktı. Bunu tarihsel olarak o zamana uygun algılayıp okumayı anlarım. Hem okumayı sökmeye yardımcı olma konusunda seri okuruna yardımcı oluyor mu? Oluyor. Pratik işlevi var sonuçta. Fakat ben Cin Ali serisinin şu anda olduğu gibi altı yaş grubuna hala okutulmasına karşıyım. Zaman değişti ve dolayısıyla aile içindeki toplumsal cinsiyet rolleri değişti. Aşağıda örnek bir sayfayı inceledim ve evet irdelemeden duramadım.

Şimdi resme iyi bakın. Cin Ali ne yapıyor? Annesine hikaye anlattırıyor. Cin Ali’nin annesi ev hanımı. Üç çocuk yapmış. Sonunda oğulları olmuş da durmuşlar. Ya da bana mı öyle geldi? Aile planlaması yapmışlar mı acaba? Cin Ali annesini dinliyor. Aktif bir dinleme mi bu yoksa pasif mi? Bu durum sözlü geleneği, yani anneanneleri simgeliyor. Annesi bir kitap okumuyor. Merak ediyorum, Cin Ali’nin annesi okuma biliyor mu? Ya Cin Ali’nin babası ne yapıyor? Daireden çıkmış yorgun bir devlet memuru kendisi. Saçları epeyce dökülmüş, kırkının üstünde belli ki. Baba ayaklarını uzatmış keyif yapıyor, kızlarından hizmet bekliyor. Peki ya Cin Ali’nin ablası ve kız kardeşi Suna ne yapıyor? Yanlış görmüyorsunuz. Babalarına hizmet ediyorlar. Ablası babalarına çay, Suna da gazete götürüyor. Bu baba eve ekmek getiriyor, anladık. Yorgun, tamam. İyi de kendi kalkıp çayını gazetesini neden almıyor? Kız çocukların resimdeki tek işlevleri babalarına hizmet etmek mi? Büyüyünce de kocaları onlardan aynı şeyi mi bekleyecek? İsyanım bunadır. Kızlar gidip ödevlerini yapsalar ya? Derslerine çalışsalar ya? Olmadı bir hobi veya spor yapsalar ya? Eminim Rasim Kaygusuz “Baba beni okula gönder”i desteklerdi. Bu kızlar okula gidiyor çünkü. Bu resmi gördükçe feminist damarımın kabarıyor. Sizin de kabarsın lütfen. Çok kızıyorum. O kadar çok kızıyorum ki 1994’te bu tür resimlere maruz kalmış bir kız çocuğu olarak kendimi ve benim gibileri toplumsal cinsiyet algılarıyla oynanmış, bilinç altına yanlış kodlar girilmiş birer kurban olarak görüyorum. O yıllarda annem ve babam bu kitabı benden önce okumadılar. Kodlar hakkında bir beyan hakları yoktu. Devlet tarafından tavsiye edilmiş bir çocuk kitabı bu. Hala geçerli mi bu tavsiye? Lütfen bu roller değiştirilsin, günümüze uyarlansın ve çocuklara öyle sunulsun. O anne de gün boyu çalışsın, oğluna kitap okusun. O kızlar ödev yapsın. O baba kalkıp bir zahmet kendi çayını gazetesini kendisi alsın ve hizmet beklemesin. Çok mu? Ben otuz yaşıma gelince şans eseri elime alıp okuyorum ve yanlışlığı görebiliyorum. Küçük bir çocuk Cin Ali’yi toplumsal ve tarihsel arka planı bilmeden eleştirel bir gözle okuyamaz, değerlendiremez. Öykülerden bu tür toplumsal cinsiyet göndermelerinin kesinlikle çıkarılması gerekiyor. Başka türlü algılar değişmeyecek, nesilden nesile özgürlüğü kısıtlanmış kadınlar geleneği devam edecek ne yazık ki.

228 views

Recent Posts

See All
bottom of page