Arkadaş mutluluk hakkında yazmak da ne zormuş. Toplum olarak depresyonda mıyız neyiz hiç anlamadım ki. Günlük yaşamımızda dertten bol ne var ki? Onu yetiştir bunu yetiştir, trafiğe kalmamak için hızlı hareket et, vapuru kaçırmamak için koştur dur. Kent hayatı yoğun bir strese boğuyor içinde yaşayanı. Bir dur sakin ol, nefes al. Sokaktan geçenlere bak, mavi gökyüzüne bak, kenarda pervasızca oturmuş yalanan kediye bak. Hadi tamam o bile bu şehirde bir nevi cinlik öğrenmiş, arabaların altında kalmamak için atik davranıyor, sallanmadan koşarak karşıdan karşıya geçiyor. Onun yerinde olmak isterdim. Tembel tembel saatlerce yatmak, ekmek elden su gölden geçinmek, karşı cins kedilerin peşinden koşturmak, oh ne keyif! Canım sıkılırsa çöpleri karıştırırdım, sonra yalanır temizlenirdim kimse de beni arkadaşına gösterip "ay ne pis kedi şuna bak!" diye aşağılamazdı. Böyle yapsa bile ne de olsa insan dilinden anlamadığım için bu beni ırgalamazdı. Sokak kedisi kadar özgür ve bir o kadar mutlu bir varlık daha var mı acaba İstanbul'da, merak ediyorum.
Tamam tamam Cumartesi geceleri arkadaşlarıyla buluşan senin benim gibi gençlik de mutludur ara sıra. Belki de özellikle bu Cumartesi geceleri mutludur. Eğlence, keyif, içki, müzik, dans ohh yarasın! Vur patlasın çal oynasın! Aman sabahlar olmasın, çorbacılar kapanmasın, üstüne kokoreç ve midye, sonra kalır mı sende mide? Ertesi gün öğleden sonra hala kafan bir dünya bakarsın camdan aileler çoluk çocuk Pazar gezmesi yapmakta. Hiç işin olmaz koy kafayı iki saat daha uyu. Nasılsa kaçırdığın hiçbir şey yok dünyada, sen bütün zevk ü sefanın zirvesinde dolaşmışsın önceki gece. Biraz daha uyuyup rüya aleminde baş ağrını hafifletmeye çalış. Yine de mutlusun, dünya senin olmuş çünkü. Arkadaşlarla laflamışsın, muhabbet muhabbeti açmış herkes dile gelmiş, şarap aşka gelmiş dökülmüş sere serpe.
Ama dur bir dakika, bakalım maaş yattı mı? Parasız eğlence olmuyor. Kimse sokak kedisi değil bu kentte. Değirmenin suyu nasıl dönüyor bir düşün bakalım. Pazar akşamüstü olmuş. Eyvah yarın ofiste toplantı var, ne halt edeceğiz şimdi? Hadi otur biraz sıkıl araştır şu konuyu, yarın söyleyecek birkaç sözün olsun da seni kovmasınlar. İşinden de parandan da Cumartesi gecelerinden de olma boşuna. Sonuçta sürdürebildiğin kadar mutlu olursun. Anlık hevesler geçici olmakla birlikte içinde burukluk bırakacak anılara tabidir. Hay Allah yine kıssadan hisse oldu, değil mi? Tamam tamam çevir bu sayfayı, bir 50'lik söyle, muhabbete devam! Ben konuşurum arada böyle saçma sapan.
Not: Bu yazıyı yazdıktan çok sonra fark ettim ki Tolga Aksoy'un Cumartesi Kedisi adlı bir eseri varmış, hakkını teslim edelim burda sonra kızmasın bana. Hem pek hoşuma gitti!
Karga Mecmua Mayıs 2013 sayısında yayınlanmıştır.